MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

TIB, RUKYE, NAZAR VE UĞUR

<< 2587 >>

29- Göz Değmemesi için Yapılması Gerekenler

 

1. Sehl b. Huneyf

 

- - (-)

19625 (1)- Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf (babasından) bildiriyor: Babam Sehl b. Huneyf Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Mekke'ye doğru yola çıktı. Cuhfe'deki Hazzar yolunun oradayken bir gölette yıkandı. Babam Sehl beyaz tenli, zarif ve güzel bir vücuda sahip biriydi. Adiy b. Ka'b oğullarına mensub biri olan Amir b. Rabia onu bu şekilde görünce:

"Bu güne kadar böylesine, bakire bir kızda dahi bulunmayan bir teni görmüş değilim" dedi. Demesiyle de Sehl olduğu yere yığıldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Sehl'e yetiş! Zira ne başını oynatab iliyor, ne de kendine gelebiliyor" dediler. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun bu halini görünce: ''Bu konuda suçladığınız biri var mı?'' diye sordu. Oradakiler: "Amir b. Rabia ona bakmıştı" dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona kızdı ve: ''Biriniz neden kardeşinin canına kasteder ki? Beğendiğin bir şey gördüğün zaman ''Barekallah'' diyerek bereket dilesiner diye çıkıştı. Sonra Amir'e: ''Onun için yıkan!'' buyurunca Amir yüzünü, dirseklere kadar ellerini, dize kadar ayaklarını, peştamalinin alt kısmını bir kabın içinde yıkadı. Yıkamadan sonra kapta toplanan su da Sehl'in üzerine döküldü. Adamın biri bu suyu Sehl'in başına ve sırtına doğru döküyor, kabı da ters çevirip arkasında tutuyordu. Bu şekilde Sehl ayağa kalktı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve diğer müslümanlarla birlikte hiçbir şeyolmamış gibi yola koyuldu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Nesai, Amelu yevm vel-Ieyle'de (209) rivayet etti.

 

 

 

19626 (2)- Sehl b. Huneyf der ki: Bir akarsuyun yanından geçerken içine girip yıkandım. Çıktığımda ise ateşim yükselmişti. Durumum Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söylenince: ''Ebu Sabit'e söyleyin iyileşmesi için dua edip Allah'a sığınsın'' buyurdu. "Efendim! Efsun, humma (yüksek ateş) için de geçerli midir?" dediğimde: ''Rukye, göz değmesi, akrep ısırması ve yılan sokması olmak üzere üç şey için yapılır'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Affan rivayetinde: ''Rukye, nazarı akrep ısırması ve yılan sokması olmak üzere üç şey için yapılır'' ibaresi geçmiştir.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, tıb 4/11 (3888) ve Hakim (3/408) rivayet ettiler.

 

 

2. Amir b. Rabia

 

- - (-)

19627- Abdullalı b. Amir der ki: Sehl b. Huneyf ile birlikte yıkanmak için tenha bir gölet aramaya çıktık. Bulduğumuzda Sehl yıkanmak için yünden olan giysisini çıkardı. O sırada ona baktığımda göz değdim. Sehl yıkanmak için suya girdiğinde titremeye başladığını gördüm. Yanına gelip üç defa seslendim, ancak cevap vermedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip durumu bildirdiğimde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip suya girdi. Suya girdiğinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bacaklarının beyazlığını şu an bile görür gibiyim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eliyle Sehl'in göğsüne vurdu ve: ''Allahım! Ateşini, soğukluğunu ve acısını ondan gider!'' diye dua etti. Sehl kendine gelip kalkınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Biriniz kardeşinde veya kendinde veya malında beğendiği bir şey gördüğü zaman Allah'tan bereketli olmasını dilesin. Zira göz değmesi denilen şey vardır'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Mace 2/1160 (3509), İbnu's-Sünnı (202, 206) ve Hakim (4/215) rivayet ettiler.

Heysemi (5/108) hasen olduğunu söylemiştir.

 

 

3.Suheyb

 

- - (-)

19628- Suheyb der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kıldıktan sonra sonra konuşur gibi dudaklarını oynatır, ancak ne dediğini anlamazdık. Bir ara bunu ona söylediğimizde: ''Bunun farkına vardınız mı ki?'' diye sordu. Adamın biri: "Evet" deyince de şöyle buyurdu: ''Nebilerden birini düşündüm de kendisine Ümmetinden fok sayıda asker ihsan edilmişti. Bir ara: ''Kim bunlarla baş edebilir -veya- kim bunların karşısında durabilir!'' dedi. -veya buna benzer bir şey söyledi. Ne söylediği konusunda tereddüt Süleyman'a aittir.- Bunun üzerine Allah ona: ''Ümmetini şu üç şeyden birinde muhayyer kıl. Onlara kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat edeyim. Ya da onları açlığa maruz bırakayım. Ya da onlara ölümü göndereyim'' diye vahyetti. Nebi bunu Ümmetine bildirdiğinde: ''Sen ki Allah'ın Nebiisin! Bizim adımıza bu üçünden dilediğini seç'' karşılığını verdiler. Eskiden bir şeyolduğu zaman insanlar namaza sığınırlardı. Bu cevaplarının ardından Nebi namaza durdu ve namazında: ''Onlardan olmayan bir düşmanın musallat edilmesi, olmaz. Açlığa maruz kalmaları da olmaz. Ama ölüm olabilir'' dedi. Bunun üzerine Allah üç gün boyunca ölümü onlara musallat etti. Bu süre zarfında onlardan yetmiş bin kişi öldü. Dudaklarımı oynattığımı gördüğünüzde ben: ''Ey Rabbim olan Allahım! Senin adına savaşıl'ı senin verdiğin güçle düşmana saldırırım. Senin inayetin olmadan ne bir güç ne de bir kuvvet olabilir'' diyordum.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tirmizi (3340) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (8579) rivayet ettiler.

13246 (2)'de tekrar etmiştir.